
Yazı ve Grafik: D. Ali Yıldız
Polyester kumaşların boyanmasında geliştirilen bir yöntem, boyama işlemi sırasında daha az su ve daha az kimyasal kullanımının yanı sıra daha kolay geri dönüşümün de önünü açıyor.
Dünya genelinde üretilen her iki kumaştan birinin polyester bazlı olduğunu biliyor musunuz? Hazır giyim de özellikle fast fashion ürünlerinde, ev tekstili, endüstriyel kumaşlar ve teknik tekstillerde polyester kullanımı oldukça yaygındır. Öyle ki dünya genelinde üretilen tüm liflerin yaklaşık %55–60’ını polyester oluşturur. Dayanıklı yapısı, uygun fiyatı ve renk koruma özelliği sayesinde yaygın bir kullanım alanı olan polyesterin üretim aşamasından başlayarak çevre üzerindeki olumsuz etkisi sık sık dile getiriliyor. Özellikle 2010 yılından sonra daha çok duymaya başladığımız “Sürdürülebilir Moda” kavramı ile birlikte moda endüstrisi etik ve ekolojik üretimi sürekli gündemde tutuyor.
Yeni Gelişme Umut Veriyor!
Bu alanda umut verici bir gelişme, İngiltere’deki Leeds Üniversitesi’nden geldi. Üniversitenin girişim ekosistemi Nexus bünyesinde kurulan SwitchDye adlı şirket, polyester kumaşların boyanmasında %90 daha az kimyasal ve %40 daha az su kullanan yeni bir yöntem geliştirdi.
Bu araştırma tabanlı yenilik, boyama işlemini gazlı su (karbonatlı su) ile destekleyerek lif içindeki boyar maddenin tutunma ve ayrılma davranışını “anahtar değiştirme” prensibiyle yönetiyor. Böylece renk dayanıklılığından ödün vermeden çevresel yük önemli ölçüde azalıyor.
SwitchDye Nedir, Nasıl Çalışır?
SwitchDye, boyama banyosuna az miktarda karbonatlı su ekleyerek polyester lifleri içindeki renk moleküllerini kontrol edilebilir biçimde hareket ettiriyor.
Basit gibi görünen bu yöntemin sağladığı avantajlar ise devrim niteliğinde.
1- Mevcut boyama makineleriyle uyumlu olduğu için ek yatırım gerektirmiyor.
2- Kimyasal kullanımını %90 azaltıyor.
3- Su tüketimini %40 düşürüyor.
4- Atık suyun toksik yükünü önemli ölçüde azaltıyor.
5- Ayrıca bu sistem, naylon ve elastan gibi diğer sentetik elyaflarda da aynı şekilde çalışabiliyor.
6- Boyanın liften kolay ayrılabilmesi sayesinde, kumaşlar geri dönüşüm aşamasında daha kolay ayrıştırılabiliyor. Bu da tekstil sektöründe uzun zamandır beklenen “garment-to-garment (kıyafetten kıyafete) geri dönüşüm sürecini destekleyen bir adım olarak görülüyor.

SwitchDye’ın çevresel faydaları, tekstil üretiminin doğaya olan baskısını azaltmak açısından büyük önem taşıyor.
Daha az su kullanımı: Boyama su ayak izi küçülüyor, özellikle su stresi yaşayan bölgelerde üretim sürdürülebilirliği artıyor.
Daha az kimyasal: Arıtma sistemlerine yük biniyor, ağır metal ve toksik boya atıkları azalıyor.
Daha kolay geri dönüşüm: Renkli polyesterin yeniden kullanımı kolaylaşıyor.
Bu buluş, hem üreticilerin hem de tedarik zincirindeki markaların karbon ayak izini azaltmasına yardımcı olabilir.
SwitchDye ekibi, önümüzdeki dönemde sanayi ölçekli boyama makinelerinde pilot denemeler yapmayı planlıyor.
Benzer Sürdürülebilir Boyama Yaklaşımları
SwitchDye ile benzerlik gösteren başka çevreci çözmlerin olup olmadığını ChatGPT’ye sorduk: Güzel haber, hali hazırda üzerinde çalışılan başka çevreci boyama çözümler de gelişiyor: Çünkü tekstil sektörü sorumluluk taşıyan, “daha az ama daha iyi üretim” anlayışına doğru evriliyor. İşte kumaş boyama konusundaki diğer önemli çalışmalar.
DyeCoo (Süperkritik CO₂ boyama): Su yerine kapalı devre karbondioksit kullanır; sıfır su ve minimum kimyasal prensibiyle çalışır.
NTX Cooltrans: Isı ve su kullanımını azaltan, transfer temelli boyama sistemi.
Alchemie Endeavour: Temassız boyama teknolojisiyle %95’e varan atık su azaltımı sağlar.
Colorifix: Mikroorganizmalardan üretilen doğal pigmentleri kullanarak kimyasal yükü minimuma indirir.

Tedariğini ve satışını yaptığımız ürün gruplarında polyester kumaşlara da yer veren bir firma olarak sektördeki sürdürülebilir yenilikleri yakından takip ederek, müşterilerimize en güncel bilgi ve çözümleri sunmayı sorumlu bir tedarik anlayışının parçası olarak görüyoruz. SwitchDye gibi araştırma tabanlı teknolojilerin, polyester kumaş üretiminde çevre dostu çözümler getirmesi hepimiz açısından umut vericidir. Erler Tekstil, portföyüne çevreye duyarlı kumaş seçenekleri dahil etmeyi ve bu tür yenilikleri sektörle tanıştırmayı önemsemektedir.
Polyester kumaşlar genellikle yüksek sıcaklık ve dispers boyalar kullanılarak boyanır. Farklı yöntemler bulunsa da hepsi çevresel etkileri açısından birbirine çok benzer:
HT (High Temperature) Boyama: 130°C civarında basınç altında yapılan, günümüzde en yaygın yöntem.
Carrier (Taşıyıcı) Yöntemi: Daha düşük sıcaklıklarda çalışmak için ek kimyasal (carrier) gerektirir; çevresel etkisi en yüksek yöntemdir.
Thermosol (Termofiksaj): Kumaş önce boyayla emdirilir, ardından 180–220°C’de fikse edilir; yüksek enerji tüketir.
Bu yöntemlerin ortak sorunu, yüksek su kullanımı, enerji ihtiyacı ve kimyasal yük oluşturmalarıdır.
Kaynakça
University of Leeds – “Research-based dye makes polyester greener” (6 Kasım 2025)
Phys.org – Leeds researchers unlock sustainable polyester dye method (Kasım 2025)
AZoM Materials – SwitchDye reduces dyeing chemicals by 90% (Kasım 2025)
DyeCoo, NTX, Alchemie ve Colorifix resmi web siteleri