Dünya, ikinci cihan harbinin hemen akabinde yaralarını sarmaya uğraşırken, Dior’un 16 Aralık 1946 tarihinde Paris’in Montaigne Caddesi’nde hayata geçirdiği modaevi gerek koleksiyonları gerekse üretim ve tasarım yaklaşımı ile bugün dünya modasına yön veren sayılı kuruluşlardan biri olarak gösteriliyor.
Avrupa'nın en büyük lüks mallar grubu olan LVMH'nin amiral gemisi ve dünyanın en önemli moda evi olan Christian Dior, aynı zamanda dünyanın en ünlü moda markası olarak Paris’in bir moda merkezi olarak kabul edilmesinde bugüne kadar başat rol oynadı. Her dönem zirvede olan Dior moda evi, günümüzde lüks kadın ve erkek giyiminden, aksesuar, kozmetik ve parfümeriye kadar birçok alanda yenilikçi ve yaratıcı ürün yelpazesiyle moda endüstrisinde özel bir yere sahiptir. Dünyanın en pahalı ve en lüks markaları arasında gösterilen markanın yaratıcısı, moda evine ismini veren Christian Dior, 52 yıla sığan kısacık ömründe unutulmaz tasarım mirasıyla dünya modasını derinden etkilemiş özel bir isimdir.
Fransa'nın kuzeyinde, Normandiya sahillerinden bulunan Granville kasabasında 21 Ocak 1905 tarihinde dünyaya gelen Christian Dior, gübre üretimi yapan orta halli bir ailenin beş çocuğundan biridir. Beş çocuklu kalabalık ailenin içinde, sahil kasabasında geçen mutlu çocukluğun ardından, Christian henüz 10 yaşındayken Paris’e taşınırlar. Ortaokul ve liseyi Paris’te bitiren Christian, onun diplomat olmasını isteyen ailesinin isteği üzerine Institut d'Etudes Politiques de Paris Üniversitesi’nde siyâsî bilimler okumaya başlar. Ailesi onun diplomat olmasını beklerken, Christian Dior, sadece sanatla ve özellikle modayla ilgileniyordu. Boş zamanlarında çeşitli eskizler çiziyor, hatta para kazanmak için bunları satıyordu. Okula daha fazla devam edemeyeceğini anlayan Christian, 1928 yılında eğitimini yarıda bırakıp, babasından bir miktar para alarak küçük çapta bir galeri açtı. Fakat büyük buhranın kapıda olduğu, savaşların ve çatışmaların sürüp gittiği bu dönem, ticaret için hele sanat ticareti için zor bir dönemdi. 1931 yılında dünyada patlak veren ekonomik krizle beraber, önce babası işini kaybetti ve aile ciddi bir malı krize girdi. Ardından, Dior galerisini kapatmak zorunda kaldı ve geçimini önce Le Figaro dergisine, sonra Paris'in moda evlerine şapka ve elbise eskizler çizerek sağlamaya başladı. 1930'lardan 1940'lı yıllarda askere çağırılana kadar İsviçre’li modacı Robert Piguet ile çalıştı. 1941 yılında Paris'i terk ederek güney Fransa'da meyvecilik yaptı. 1942 yılında askerliğini bitirdikten sonra Pierre Balmain ile birlikte Lucien Lelong moda evinde çalışmaya başladı. II. Dünya Savaşı sırasında Nazi subaylarının eşlerini ve Fransız işbirlikçilerini giydirerek hayatta kaldı. 16 Aralık 1946 tarihinde ise meslek hayatında önemli bir dönüm noktası yaşadı ve dönemin büyük iş adamlarından pamuklu kumaş üreticisi Marcel Boussac'ın desteğini alarak kendi moda evini hayata geçirdi. Christian Dior, Montaigne Caddesi’nde küçük bir dükkânda bir modaevi açtığında 20'nci yüzyıla damgasını vuracağını henüz bilmiyordu.
İlk koleksiyonunu 1947 yılında Ocak ayında sunan Christian Dior’un, ‘Corolle’ adını taşıyan bu koleksiyonu, Harper's Bazaar'ın baş editörü Carmel Snow “New Look” (Yeni Görünüm) adını vererek moda tarihine bu isimle geçmesini sağladı. New Look, moda trendi kavramının ve tüm dünyada ilgi görecek olan yeni bir giyim anlayışının doğmasına neden olmuştu. Bir başka iddiaya göre ise Vogue dergisinin genel yayın yönetmeni, Montaigne caddesindeki defile sonrası Christian Dior'a "Your dress have a such a new-look" deyip bunu derginin kapağına taşıyınca 'new look' akımı doğmuştu.
Christian Dior’un, yarattığı siluetleri şekillerine göre adlandırma alışkanlığı vardı. Dünyanın “New Look” olarak tanıdığı silueti kendisi, kıyafetin kesiminin çizdiği şekle referansla, “Figure 8” (8 Şekli) olarak adlandırmıştı. Bu bildiğimiz kum saati siluetiydi; göğüsler belirgin, bel incecik, kalça ise kumaş zengini eteklerle dolgunlaştırılmıştı. Bu başarısını takiben 1948’de asimetriyle oynayan “Zig-Zag Line’ı”, 1950’de Vertical (Dikey) silueti, 1953’te yuvarlak ve net hatlarıyla ilhamını laleden alan “Tulip” kesimini piyasaya sürmüştü. Bunları, vücuda oturan keskin hatlarıyla H harfine benzeyen “H Line”, göğüslerden aşağıya doğru açılan “A Line”, omuz dekoltesini vurgulayan “Y Line” siluetleri takip etmişti.
Christian Dior kısa sürede kendini moda dünyasına kabul ettirdi ve Avrupa’nın kraliyet ailelerinden Hollywood yıldızlarına kadar uzanan geniş bir müşteri kitlesi edindi, 1949 yılında müthiş bir satış grafiği yakalayan o yıl, New York’da bir satış mağazası açtı, 1954 yılına gelindiğinde Londra’da bir mağaza açan şirket, artık Meksika, Kanada, Küba ve İtalya gibi birçok ülkede faaliyet gösteren uluslararası bir kimlik edinmişti.
1948 yılında Christian Dior Parfümlerini piyasaya sürdü, ardından Chiristian Dior markası kravatlar, çoraplar, kürkler, şapkalar, eldivenler, el çantaları, mücevherler, iç çamaşırı ve eşarplar üzerine kondu. Bugün Christian Dior’un koku portföyünde efsane parfümler bulunmaktadır. Diorella, Dunce Dolce, Eau Fraiche, Diorissimo, Vita, Hypnotic Poison, Forever and Ever, Miss Dior ve Tendre Poison kadınlar tarafından hala tercih edilmektedir. Christion Dior’un en ünlü erkek parfümleri arasında ise 1988 yılında tasarlanan Fahrenheit Cologne başta gelmektedir. Higher ve Sauvage ise günümüzde hala çok tercih edilen erkek kokuları arasındadır.
Modada bir devrim yaratan Christian Dior, 23 Ekim 1957 tarihinde İtalya’nın Montecatini Terme şehrinde tatil yaptığı sırada kalp krizinden 52 yaşında hayatını kaybetti. Dior’un ölüm nedeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları; boğazına balık kılçığı saplandığı, kumar oynadıktan sonra ya da bir kadınla yaşadığı ilişkiden sonra kalp krizi geçirdiği gibi söylentilerdir. Fakat bu iddiaların hiçbiri tam olarak kanıtlanamamıştır. Onun ölümünün ardından ise Christian Dior markasında bir başka tasarımcının yıldızı parlayacaktı. Henüz 21 yaşında olan genç asistanı Yves Saint Laurent markanın baş tasarımcısı olarak Dior'un makamını devraldı.